Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) Başkan Yardımcısı Serhat İshak Baysan, ders kitaplarının fotokopi ile çoğaltılması konusunda veli, öğrenci ve okul yöneticilerini uyardı. “Fotokopi korsanlıktır” diyen Baysan, korsan kitap ve fotokopi korsanlığı ve buna yol açan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki boşluklarla iglili HT Gazete’nin sorularını yanıtladı
Ümran AVCI – AHT
Fotoğraf: Sinan Bilgenoğlu
- YAYFED olarak önce geçtiğimiz yıl korsan yayınları rakamlara dökerseniz neler söylersiniz?
2012′de de 10 milyon 432 bin liralık korsan kitap ele geçirildi. Ders kitaplarının fotokopisi ise bu rakamı defalarca katlıyor.
- Yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte sıkıntılar artacak.
Sıkıntıların başında yıllardır süren çok ciddi bir mesele var; okullardaki fotokopi çılgınlığı. Hem üniversiteler, hem ortaöğretim, hem de ne yazık ki ilköğretim düzeyinde. Bu yakın zamana kadar biraz hoşgörüyle de karşılanan yahut imkansızlıklar nedeniyle “yapılacak bir şey yok” diye bakılan bir konuydu. Aslında artık adını çekinmeden söylemek gerekir ki fotokopi korsanlıktır. Korsanlık, yayıncılığın çok ciddi bir yarasıdır. Bunu kamu kurumları yaptı, eğitim kurumlarının yöneticileri tarafından da fiilen yapılması işin gerçeğini değiştirmiyor. Yani nitelikli suç örgütü kurup korsan yayıncılık yapan bir çete ile – kayıt dışı ekonomi içinde bu işi yapan kişilerle – okulda fotokopiyi bu şekilde destekleyip güçlendirip sürmesini sağlayan kamu görevlileri arasında yasalar karşısında hiçbir fark yok. Fark, bunu örtük bir şekilde zımmen desteklenmesinden geliyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki yetersizlikler nedeniyle bir takım sıkıntılar var. İşte o sıkıntılar sanki fotokopiyi haklı kılıyormuş gibi oluyor.
- Kitapların renkli fotokopilerini orijinalinden ayırmak güç. Korsan kitap baskınları gibi fotokopi baskınları da yapılıyor mu?
Elimizde meslek birliklerimizi avukatlarını okullara gönderip rahatlıkla okullarda fotokopi işlemlerini polisle tutanağa geçirtip, okul yöneticileri hakkında dava açılıp bu maddeleri uygulatma yetkimiz var. Korsana ilişkin baskınlar gibi fotokopi baskınlarında da ciddi yol alınıyor. Hani az önce fotokopinin kalitesinden bahsettiniz ya, baskın için gittiğimiz da fotokopicide toplam 110 bin başlıkta kitap hard disk’te hazırdı. Siz sadece gidin kitabın ismini verin yeter. Kitabı beraberinizde götürmenize bile gerek yok.
- Bunun yasal bir yaptırımı yok mu?
Bir kitaptan fotokopi çekip çoğaltmanın 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve 50 – 150 bin lira arası para cezası var ama uygulanamaz. Adalet sisteminde cezalar toplumda bir kabul gördüğünde, bir mantık zeminine oturduğunda uygulanabilir. Kim gidip dava açacak? Açıkçası biz de bundan uzak duruyoruz. Az önce söylediğim gibi fotokopici baskınları yapıyoruz. Fakat sivrisineklerle uğraşmak gibi bir olay. Önemli olan “fotokopi çekemezsiniz” deyip kestirip atmak değil. Bu bir şeye karşılık gelmiyor. Mesele fotokopinin makul, uluslararası kabul gören sınırlar içerisinde çekilebilmesi. Bir kitabın tümü değil, belli bölümün çekilmesidir mesele. Yargıtay’daki bir uzman hakimin verdiği bilgiye göre telif hakları davalarının sonuçlanması 12 yılı buluyor. Türkiye’de kim öle kim kala. Onun yerine karşı taraf genelde uzlaşma teklif ediyor. Biz de kabul ediyoruz. Uzlaşma rakamları 50 bin liradan başlıyor. Pastanın büyüklüğünü göstermesi açısından bu miktar önemli. Bir kalemde 50 bin liraları gözden çıkardıklarına göre siz rakamı hesaplayın. Diğer alanlardaki kayıt dışılık bir yana ama yayıncılıktaki kayıt dışılık kültürel sığlaşma yaratır. Gelecekleri karartan bir olaydır. Yazarlar, akademisyenler, araştırmacılar büyük bir amatör ruhla üretiyorlar ama nereye kadar? Emeklerinin hiçbir şekilde karşılığını alamayacakları bir ortam sürüp güçlenirse bu nereye gidebilir?
- Az önce sorunun Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki yetersizlikten kaynaklandığını söylediniz.
Kesinlikle. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nu 1995′te ciddi bir şekilde yenilendi. 2002′de bir miktar yenilendi ama o tarihten bu yana üzerinde ciddi çalışmalar yapılmadı. İki yıl önce Avrupa Birliği (AB) fasıllardan birisi olan kültür maddesinin açılması sonucunda bu konu ciddi olarak gündeme geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı çok ciddi, gerçekten takdir edilmesi ve desteklenmesi gereken bir çalışma içine girdi. AB’nin ilgili birimleriyle de iletişim içinde gerçekten ihtiyaçlara cevap verebilecek, herkesi belli ölçüde tatmin edebilecek bir kriterde bir taslak hazırlandı. Hem elektronik yayıncılığa hem fotokopi çılgınlığına karşı gelecek lisanslama işlemine açık olan, yapılması gerekenleri belirleyen, onun alt yapısını kuran bir kanun taslağıydı. Bu taslağın geçen yasama yılında Meclis’e gideceğini, hızlı bir şekilde de çıkacağını umut ediyorduk. Genel bir oy birliği içinde Meclis’ten çıkacağını umduğumuz bir aşamada ne yazık ki Hükümet’teki değişiklikler nedeniyle konu geriye atıldı. Umudumuz yeni yasama yılı içinde konu hızlı bir şekilde bakanlık tarafından Başbakanlık’a iletilir, Başbakanlık da Meclis’e gönderir. Seçim atmosferine girmeden bu kanun çıkar ve biz de önümüzü dahi iyi görebiliriz.
‘Kitap fotokopisi korsanlıktır’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder